22 Kasım 2016 Salı

The Balm Mary-Lou Manizer Highlighter/Shimmer/Eyeshadow İnceleme


Merhaba, 
Bugünkü yazımda The Balm'ın popüler Mary-Lou Manizer aydınlatıcısını inceleyeceğim. Vaktiniz yoksa hemen aşağıdaki puanlama kısmına da bakabilirsiniz. 

Açıkcası yağlı ve gözenekli bir cilde sahip olan biri olarak aydınlatıcının olayını anlayamıyordum. Çünkü yüzümün parlamaması için her türlü şeyi yaparken neden bir de daha parlatmak için ekstra bir ürün kullanayım ki? Sonra iyi kapatıcılar kullanıp, yoğun bir fondöten sürünce cildimin bu sefer de çok cansız durduğuğunu anladım ve bir parlaklık olması gerektiğini farkettim. Ama ben simden nefret eden bir insanım. Böyle alışverişlerde deniyordum ama tüm aydınlatıcılar bana fazla simli geliyordu. Daha sonra bu ürünü aldım. Acaba neler yaşadım? :)

Öncelikle ürün evet simli. Ancak direk simli dersek de hakaret olur. Sedefli bir yapısı da var ki bu özellik ürünü sevmemi sağldı. Eğer böyle sime karşı ayrı bir aşkınız yoksa direk fondöten kullanmadığınız cildinize sürmeniz ürünün simliliğini artıracak. Ancak fondöten sürülmüş bir cilde sürerseniz daha sedefli bir yapıya sahip olacaktır. Demek istediğim aşağıdaki fotoğrafla daha iyi anlaşılacak bence. Yukarı kısımda önce altına bir fondöten uyguladıktan sonra aydınlatıcıyı sürdüm, altına da direk cildimin üzerine. Fark baya ortada bence. Yalnız koluma yoğun bir şekilde sürdüm ki gözüksün diye. Ama ben yüzde bu kadar kullanmaya karşıyım. Tabi bu bir zevk meselesi. Ben nasıl bir fırçayla kullanıyorum ona da biraz geleceğim.   




Eğer muhteşem pürüzsüz bir cildiniz varsa tabi ki de fondötensiz deneyebilirsiniz. Ama özellikle gözenekli ve yağlı cilde sahip olanların ciltlerini iyice kapatmadan kullanmalarını önermiyorum. Belki biraz elmacık kemiğinin üstüne olabilir ama özellikle gözenekli burnunuz varsa burun ucunuza sürmeyin. Zaman geçtikçe çok daha kötü olacak olan bir görüntü olacak. Ama diyorsanız benim muhteşem kapatıcım var ağır bir makyaj yapıcam o zaman eyvallah.   

Peki aydınlatıcı nerelere sürülmeli? Zaten herkes biliyordur ama bir de benden dinleyin :) öne çıkarmak istediğiniz bölgelere sürmelisiniz. En popüler bölgeler: elmacık kemiğinin üstü, dudak üstündeki o kelebek bölgesinin çıkıntısı, belki çenenizin ucu, kaş altı ve göz pınarı. Ama burda yüz yapınızı da göz önüne almanız lazım. Örneğin eğer gözleriniz ayrıysa ve çok fazla aydınlatıcıyı göz pınarlarınıza sürerseniz, çok daha ayrı gözükecektir.

Şimdi genel olarak ürüne gelirsem. Bence her the Balm ürününde olduğu gibi çok tatlı bir tasarımı var. İçinde güzel bir aynası var. Sıkıştırılmış pudra gibi bir yapısı var. Simli sedefli daha yoğun yapılı pudra denebilir. Eğer çok esmer değilseniz bu ton gayet güzel. Bir koyusu daha olmalı diye hatırlıyorum ama onun adı marylou değildi. Kokusu pudra gibi. Rahatsız etmiyor, hoş. Zaten ürünü belli bölgelere az uyguladığımız için kokusunu da duymuyor insan.
Peki nasıl uygulamalı? Sanırım bunun için en uygunu yelpaze fırçalar ama kim alacak şimdi o fırçayı? Zaten makyaj ürümleri kendisi pahalı, fırçalara ayrı pahalı ve sadece aydınlatıcı ve belki allıkta kullanabileceğiniz bir fırçaya ne gerek var? O zaman benim önerim size karıştırma fırçanız olacak. Eğer yoğun bir uygulama istemiyorsanız ki bence istemeyin, sık kılları olan fırçalardan uzak durum. Belki sadece kaş altınıza ve göz pınarınıza uygulamak için, göz kapağının üzerine far uygulamakta kullandığınız yassı fırçayı kullanabilirsiniz. Ama bence onu da hafif bir karıştırmalısınız. Onun dışında özellikle elmacık kemiğinizin üstü için karıştırma fırçanızı biraz ürünün üzerinde gezdirin sonra teninizin üzerine bastırmadan uygulayın.  

Ürünün üzerinde de yazdığı gibi highlighter/shimmer/eyeshadow çoklu bir kullanım alanı var. Ben bu ürünü çok aydınlatıcı kullanmadığımdan daha çok göz makyajımda kullanıyorum. Az miktarda beyaz farı sürdüğüm göz pınarlarımın ve kaş altı bölgemin üzerine az miktar uygulayıp hafif dağıtınca bence oldukça güzel duruyor. Bazen canım isterse göz pınarlarımda yoğun kullanabiliyorum, çünkü bence kaldırıyor makyaj bunu. 

En sevdiğim özelliği ise bu eyeshadow olayı. Normal bir far yani. Simli seviyorsanız makyajınızı, göz kapağınızın üzerine bunu ve katlanma bölgesine hafif açık bir kahverengi far uygulayarak çok hoş nude makyaj elde edebilirsiniz. Aynı zamanda benim gibi çok mat farınız varsa (ki ben daha çok mat severim ama insan arada hafif ışıltı da arıyor) göz kapağınıza sürdüğünüz açık renkli farların (özellikle krem ve pembe tonların) üzerine ekleyip karıştırarak güzel hafif bir ışıltı elde edebilirsiniz. 

Ürünün fiyatı ise (en yakın zamanda ekleyeceğim ama 50 den fazla olduğunu hatırlıyorum). Ama bence her the Balm ürünü gibi gratiste indirimi bekleyin ve ilk gününden koşun alın. Gerçek fiyatı benim için biraz fazla, bence indirimden almak çok daha mantıklı. Ama çok paranız var, deli gibi aydınlatıcı arıyorsanız ve indirimde yakınınızdaki gratislerde hemen bitiyorsa normal fiyatından da  alabilirsiniz. Bence watsons, gratislerde satılan ürünler arasında en başarılısı (başka bildiğiniz varsa önerilere açığım tabi ki).

Ve son olarak ürünün kullanıldığı bölge az, ve ürünğn gramajı buna göre çok olduğu için oldukça da bereketli bir ürün. 


 


Kullanım çeşitliği: çok
Fiyat: 5/10 -indirimden alınmalı
Fiyat/Performans: 7/10
Kalıcılık: Çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle dudak üstünde az kalıyor. Ancak elmacık kemiğinde daha uzun süre kalıyor.
Tavsiye Eder Miyim: Yağlı bir cildiniz varsa ve ağır makyaj yapmayacaksanız GENEL OLARAK AYDINLATICIYA GEREK YOK, illa istiyorsanız likit olanlar belki daha iyi olabilir. Onun dışından zaten bir aydınlatıcı arayışınız var ve cildinizin buna uygun olduğunu düşünüyorsanız EVET tavisye ederim. Özellikle göz makyajında kullanmaktan çok memnun olacağınız bir ürün.

EDİT: Yok Yok, eğer güzelce kapattıysanız yüzünüzü, yağlı ciltler içinde en iyisi bu. O likitler falan simden ibaret. En azından bu zamana kadar kullandıklarım. Bu en azından böyle sedefimsi, hoş. VE bence günlük için sadece göz pınarı ve dudak üstü için bile alınır. ALIN ALIN güzel daha çok sevmeye başladım. Başka bir simli olmayan seçenecek bulana kadar ben bundan vazgeçmem. 

Beni aynı zamanda instagramdan da takip ederseniz çok sevinirim. -> nealsamweb

19 Kasım 2016 Cumartesi

MAYBELLINE The Eraser Eye (Der Löscher Auge) Concealer İnceleme


Evet, merakla beklenen bu ürün geçen günlerde ülkemize giriş yaptı. Zaten böyle güzel bir ürünün bu kadar geç gelmesi baştan yanlıştı. İlk olarak bu ürünü oda arkadaşımda görmüştüm. Nasıl güzel mi demişitm, ve o da çok memnun olduğunu söylemişti. Almanya'da yaşayan bir arkadaşı ona oradan getiriyormuş. Elime alıp da denememiştim açıkcası ama süngeri, kabı çok hoş gözüküyordu. Neyse ürün geldikten sonraki ilk Watsons indiriminde koştum, gittim, aldım, geldim. 29'dan 22 gibi bir fiyata inmişti. Peki ben bu ürünü nasıl buldum?

Ürünü açıklamak gerekirse tipik çevirmelilerden. Başlığın alt kısmını döndürdükçe alttaki ürün süngerlerin içine geliyor. İlk başta çok çevirmek gerekiyor, korkmayın gelmiyor diye. Ancak sonralarda siz yüzeyde görmeseniz de bir iki çevirme yeterli oluyor. Diğer türlü çok çevirirseniz bu sefer çok fazla ürün sürmüş olursunuz, çünkü o sünger de bir ürün emiyor unutmamak lazım.

Ürünün herhangi belirgin bir kokusu yok.

Herkesin en çok tartıştığı konu zaten bu sünger olmuş. Steril olup olmadığı. Antibakteriyelmiş aslında sünger. Ama ne kadar steril olabilir yani? Peki çok mu umrumda bu benim ? Tabi ki de hayır. Ben süngerlerini fırçalarını da çok sık yıkayan bir insan olmadığım için bana çok koymadı açıkcası. Ayrıca sterillik hayatımızın neresinde gerçekten var, vücudumuzdaki hücrelerin sadece %10 u bize aitmiş, kalanı mikroorganizmalar. Biraz daha eklemenin çok da zararı olmaz, çünkü ürün bu yanını zaten işleviyle unutturuyor. Ayrı bir artısı da, süngerde ürün sürekli olduğu için, tampon hareketlerde her seferinde birazcık daha ürün ekliyor ve çok daha kalıcı ve düzgün bir yapı oluşuyor

Ürünün örtücülüpüne gelirsek tek kelimeyle harika. Yani tabi bir pastel boya değil tabi ama bir makyaj malzemesine göre oldukça yoğun ve örtücü bir yapısı var. Bu zamana kadar kullandığım en iyi gözaltıkapatıcısı (hayır prolonwear kullanmadım, hala çok pahalı benim için). Özellikle ilk katı sürdükten sonra biraz bekleyin ve az miktar ikinci katı uygulayın, gerçekten morluklarınızın %80-90 gibi büyük bir kısmı yok olacaktır. Ben üzerine pudra vb. sürmeden bekledim ve bir altı saat güzelce kaldı. Pudrayla desteklenince çok daha kalacağına inanıyorum. Aşağıdaki resimde bir gözümde tek kat uygulanmış ürün var diğerinde ise hiç bir şey yok.




Gözlerimde yanma yapmadı ki bazen Loreal Truematch kapatıcı yapardı. Ama bunu daha o kadar uzun süre kullanmadım. Olursa yine bildiririm. İçeriğini ise inceledikten sonra yineleyeceğim. Ürünün bir de anti-aging gibi bir iddiası var. Bu uzun vadede görülecek bir şey. Çok etkili olacaağını düşünmüyorum ama zaten bu özelliğinin olup olmaması umrumda değil, he belki kullanırken bir ümit daha fazla çizgi yapmaz diyerek daha rahat kullanılabilir.

Ürünü uyguladıktan sonra biraz süngerle geçebilirsiniz fazla ürünü almak ve gereklileri yedirmek için. Ama bence mümkün olduğu kadar kendi aplikatörüyle sürüp, pıtpıt hareketleri yapıp daha sonra süngerle hafifçe üzerinden geçerseniz en iyi sonucu alırsınız.

Ürünün sadece iki rengi mevcut: light ve nude. Bendeki light olanı, çok çok beyazlara belki bir tık koyu gelebilir ama beyazdan hafif esmerlere kadar light, sonrası için nude iyi olacaktır. Tek kötü yanı bu bence. İki ton biraz az olmuş. Mac gibi yerler pahalı ama bu konuda hakkını veriyolar, çünkü cildinizin tam rengini tutturmak oldukça mümkün.

Son olarak ürünü sadece göz altı kapatıcısı olarak düşünmeyin, genel olarak harika bir kapatıcı. Sivilce ya da kapatmak istediğiniz tüm bölgeler uygulanabilir. Hatta keşke aynısının fondöteni olsa. Ürünün yapısı çok kalın değil ama ince de değil. Kuruma yapar mı bunu da zamanla öğreneceğim. Ama böyle bir kapatıcılık karşısında varsın kurusun diyorum, nemlendirici süreriz ne olacak?

Koku: normal bir sıkıntı yok
Kapatıcılık: 8/10
Kalıcılık : 7/10
Hijyen: 4/10
Fiyat: 7/10
Fiyat performans: 9,5/10 -- Fiyatı 29 gibi bir şey ben 22 ye aldım ama Watsons'ta indirimden.
Bulunabilirlik: 8/10 -yeni olduğu için her yerde yoktur ama sonuçta ilerleyen zamanlarda maybelline olan her yerde bulunacaktır
Tavsiye Eder Miyim: Evet
Homojen Dağılıyor Mu: %85

Edit: Son zamanlarda sanki çok da pürüzsüz bir yüzey oluşturmuyormuş hissi alıyorum. Cildim çok kurudu o yüzden mi bilmiyorum. Uzaktan çok belli olmuyor ama yakından homojen hissi vermiyor. Bu yüzden tekrardan True Match'e dönüş yaptım. Ama süngeri üzerinde olduğundan yanımda taşımak ve hemen sürmek adına birebir. Çantamda duruyor. Bir de sanırım biraz çabuk bitiyor.

17 Kasım 2016 Perşembe

SNP ANIMAL PANDA WHITENING MASK İnceleme




Kısa keseceğim bir yazı olacak ama ilk söylemem gereken şey ALMAYIN, aldırtmayın.

Ürün bildiğimiz kağıt maske. Watsons'tan 5 liraya aldım. Tek kullanımlık bu paketi açıp içinde katlanmış halde bulunan losyonlu kağıt maskeyi alıyorsunuz. Losyon kaygan, nem verecekmiş izlenimi uyandırıyor. Maske gerçekten de panda şeklinde. Aynı resimdeki gibi burnu göz altları vb. siyah. Komik de durmuyor, sevimli de. Baya korkunç bence (yüzümdeki halinin fotoğrafını ilerleyen zamanlarda yükleyeceğim. Şuan kendi fotoğraflarımı koymaktan yana değilim). Ayrıca bu maskeyi cildimiz onu emsin diye koyarken neden boyanmış bir maske kullanalım ki? İçeriğinin sırf bu yüzden bile temiz olmadığını biliyordum ama yine de aldım deneyeyim dedim.

Maskenin oturuşu pek güzel değil. Göz kısmını çok küçük yapmışlar. Neyse sabrettim, bekledim 15-20 dakika. Hafif cildimde batmalar hissettim ama pek de önemsemedim açıkcası, çok iyi olmayan her ürün yapabilir bunu.

Sonra süre doldu, çıkardım maskeyi, çöpe attım. Sonra kalan losyonu cildime yedirmem gerekiyordu.  Biraz ovdum, sonra bir dakika geçmedi yüzüm baya bir yanmaya başladı, gerildi, saçmasapan oldu. Hemen gittim yıkadım ve kurtuldum üründen. Sinirle çöpe attım içeriğe bakıp araştırma fırsatım bile olmadı. Ama yüzüme yaptığı etkiden ve maskenin kendisin zaten bir rezalet oluşundan zararlı bir içeriğe sahip olduğu da belli.

İçerik: 0/10
Fiyat: 7/10 -- 5 tl
Fiyat/Performans: 0/10
Hassas Cilde Uygunluk: 0/10 -- yakan, batan bir ürün
Nemlendirme: biraz nemlendirdi galiba ama o kadar yaktı ki bunu hissedemedim bile.
Tavsiye Eder Miyim: HAYIR


Beni aynı zamanda instagramdan da takip ederseniz çok sevinirim. -> nealsamweb

CLINIQUE DDM (Dramatically Different Moisturizing) Gel İnceleme

Merhaba, 
Bugünkü yazımda Clinique'in popüler DDM jelini inceleyeceğim. Vaktiniz yoksa hemen aşağıdaki puanlama kısmına da bakabilirsiniz. 

Öncelikle bu ürünün iki farklı çeşidi olduğunu belirtmeliyim. Bir tanesi losyon diğeri jel. Losyon kuru - kuru karma ciltler içinken, Jel olanı yağlı - yağlı karma ciltler için. Benim de cildim yağlı karma olduğundan bu ürünü bana verdiler. 


Bendeki ürün oldukça büyük 125 ml. En güzel özelliği pompalı yapıya sahip olması. Böyle ürünün içine toz ve benzeri şeyler kaçmıyor, istediğiniz miktarı da daha rahat ayarlayabiliyorsunuz.


Fiyatı 175 lira. Bence bu fiyattayken almayın. İlla ki indirimler oluyor Clinique'lerde, özellikle de Boyner'lerde. Daha yüzde elliye hiç denk gelmedim ama ben bunu %20 gibi bir indirimle almıştım. Bence edeceği maksimum fiyat da 120-130 lira.


Ürün garip bir şekilde çok bereketli değil. Benimkinin bir aydan biraz fazla süredir her gün kullanımla ne kadar bittiğini görüyorsunuz. Çok bitmemiş ama bereketli de denmez şimdi.


Öncelikle ürün parfümsüz ama bu kokusu olmadığı anlamına gelmiyor. Bana içindeki krem kokusu çıkarılmış güneş kremini andırıyor. Açıp koklanacak bir koku değil. Ancak rahatsız da etmiyor. 


Parfümsüz olması ve tüm testlerden geçmiş olması hassas ciltlere uygun olduğunu söylüyor. Evet, uygun, cildimde kızarıklık oluşmadı veya böyle cildimi çok yakmadı. Ancak cildimin çok hassas olduğu zamanlarda, mesela kaşıdıysam veya banyoda ölü deriyi atacağım diye zedelediysem o zaman sanki biraz ufaktan yakıyor gibi. Ama dediğim gibi çok ekstra durumlarda. O yüzden çok çok çok hassas bir cildiniz varsa denemeden almayın. Sadece hassas ciltliyseniz de fırsatınız varsa deneyin tabi ama sorun olacağını zannetmiyorum.


Ben cildimi karma olarak tanımlamaktansa iki gruba ayırıyorum. Kuru yanaklar ve alın. Yağlı burun çevresi, burun ve çene. Böylece ürünün iki cilt tipi için de etkisini anlayabiliyorum.


İddiası zaten kuru ciltler için değil. İyi ki de değil. Çünkü kuru bir cildi yeterli nemlendirecek kapasiteye sahip değil. Bir dakika sonra kuru cilt tekrar neme ihtiyaç duyacaktır. Yağlı ciltler içinse bence gayet uygun. 



***Bu arada uyarmam gerekir, hiç bir nemlendiriciyi temiz olmayan yıkanmamış cildinize sürmeyin, işe yaramaz. Çünkü zaten orada bir yağ tabakası var. Onu almamız lazım. En büyük diğer hata sadece yüzü yıkamak. Yüzü yıkayınca, evet o yağı temizliyoruz, ama devamında yeterli nemi sağlamazsak o yüz kendini nemini oluşturmak için yağ salgısını daha çok arttıracaktır. Bu yüzden nemlendirmek önemli. Üçüncü önemli noktaysa tonik kullanımı. Çok gerekli olmadığını düşünüyorum, ancak arada cildi toplamak için önemli. Bunu rahat anlamak için bir elinizin üstünü iyi bir tonikle silin, diğerini bırakın. Sonra ikisinin üzerine de nemlendirciyi eşit miktarda uygulayın. Göreceksiniz ki tonikle silinmiş olan çok daha çabuk emecek. Çünkü cilt üzerindeki kir ve ölü deriden arındığı için nemlendiriciyi emmeye daha müsait. (Bu yazımı tüm nemlendirici yazılarımda görebilirsiniz, çünkü bence çok önemli).***


DDM jelin yumuşak, kaygan, yağsız, silikon bazlı bir yapısı var. En güzel özelliği çabuk emilmesi, yağ dengesini uzun süre koruması ve cildi nemlendirip yumuşak yapması.


İçerik olarak daha inceleme fırsatı bulmadım. Ancak çok temiz olmasa da clinique ürünlerinin çoğu üründen daha temiz olacağına inanıyorum, umarım yanılmıyorumdur.


Özetlemek gerekirse. Ben yağlı bölgelerime bunu uygulamaktan memnunum. Yanaklarıma iki kat uyguluyorum bazen, bazen de başka bir nemlendiriciden uyguluyorum. Ancak sabah akşam kullanılabilir dense de ben sadece gündüz kullanma taraftarıyım. Gece bir tık daha yoğun nemlendirdiğine inandığım yine Clinique'in Moisture Surge'ünü kullanıyorum. Bence yapı ve işlev olarak çok benzerler. Dediğim gibi MS bir tık daha çok nemlendiriyor DDM'den. Yani onu da alabilirsiniz. Onun yazısı da yakında gelecek. Bunların dışında benim cildim garip olduğundan arada kuruyor da. Burnum hem yağlı hem de gergin ve soyulmaya müsait oluyor. Böyle durumlar da ne DDM'in ne MS'in yeterli olduğunu düşünüyorum. Başka çözümlerim var onları da sizlerle en yakın zamanda paylaşacağım.


İçerik: ?

Nemlendirme Yağlı bölgeler için: 8/10
Nemlendirme Kuru bölgeler için: 5/10
Nemlendirmenin Kalıcılığı: 8/10 -- uzun süre nem kalıyor yağlı bölgelerde
Yağlı Cilde Uygunluk: 9,9/10 ( nedense 10 vermek içimden gelmedi :) )
Hassas Cilde Uygunluk: 9/10 -- çook hassassa almadan deneyin.
Koku: Nötr -- puan vermek gereksiz bence ama ayrıca güzel olmadığından 5 verebilirim.
Fiyat: 3/10 -- 175 tl (125 ml) indirimden alınmalı
Fiyat/Performans: 7/10
Bulunabilirlik: 9/10 -- tüm Boyner'lerde var.
Tavsiye Eder Miyim: Cildiniz yağlıysa evet. Karmaya kayıyorsa bence indirimsiz alınmamalı. 

Beni aynı zamanda instagramdan da takip ederseniz çok sevinirim. -> nealsamweb

Kullanım önerisi: Çok kuru olmayan bölgeler için gündüz nemlendiricisi ve güzel bir baz çünkü çabuk emiliyor.






BENEFİT the POREfessional İnceleme


Merhaba, 
Bugünkü yazımda benefitin gözenekleri yok ettiğini iddia ettiği The Porefessional ürününü inceleyeceğim. Vaktiniz yoksa hemen aşağıdaki puanlama kısmıma da bakabilirsiniz. 

Bu ürüne yaklaşık altı aydır sahibim. Sephora'dan 135 tl gibi bir fiyata almıştım. Oradaki satış görevlisi bayan gözenekleri gizlediğini ve güya küçültüp sıkılaştırdığını iddia etmişti. Hemen söylemem gerekirse gözenekleri tedavi edici hiçbir etkisi yok. Sadece anlık çözüm üretiyor. Hatta bence iyi temizlenmezse gözeneklerin içine dolduğu için gözenekleri genişletebilir. İyi temizlenirse sorun yaratacağını düşünmüyorum.
Ürün çok büyük bir gramaja sahip değil. Ancak sadece sorunlu bölgeye (ben burun ve çevresine sürüyorum) sürüldüğünden çabuk bitmeyen bir ürün ve gerçekten de nohuttan biraz daha küçük bir ürün bir gün için yeterli oluyor.




Ürün şeffaf değil, hafif bir bb krem renginde. Ancak sürüldüğü zaman şeffafmış gibi duruyor. Sadece rengi eşitliyor. Yani ürünü görüp renkli diye kaçmanıza gerek yok.

Kokusu ise direk olarak Nivea'nın o lacivert teneke kutudaki standart kreminin kokusu. Ben severim. Sevmeyenler için de sorun yok çünkü buram buram kokmuyor.

Yapısı kaygan, yağlı gibi dursa da asla yağlandırmıyor. Sanırım silikona benzer demek en doğru benzetme olacaktır. İçeriğini kutusunu attığım için bilmiyorum ama bence silikon bazlı bir ürün zaten. Sürdükten sonra pürüzsüz, yumuşak ve (yağlı ciltler bayılacak) mat bir görünüm oluşuyor.

Bu ürün bence işlevini gerçekten yerine getiriyor. Gözenekliler bilir, fondöteni sürünce o gözeneklere dolar, nokta nokta durur ve hayattan soğursunuz. İşte bunun önüne geçiyor. Fondötenden önce sürün, biraz bekleyin, sonra fondöteni sürün ta daa muhteşem pürüzsüz bir cilt. Eğer unutursanız fondöten üzerine sürmek de sizi diğeri kadar olmasa da kurtaracaktır. Yalnız sürerken dikkat etmeniz gereken en önemli şey pıt pıt uygulamak. Biliyorum direk yaymak çok daha hızlı ancak iki üç saniye daha fazla zaman harcarayarak çok daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz.

Baz olarak kullanmanın yanı sıra cildinize bir fondöten veya bb krem uygulamak istemediğiniz zaman sadece bunu cildine sürüp gözeneklerini yok edip, mat ve pürüzsüz bir cilde kavuşabilirsin. En güzel uygulama zamanı da yüze bir şey sürmenin vıcık vıcık hissetirdiği, gözeneklerimizle yaşamamız gerektiği yaz akşamları.

Son olarak da yağlı ama hassas cildime hiç bir alerji ya da yanma yapmadı. Temizlenmiş ve uygun nemlendirici sürülmüş cilde uygulayınca da yağ dengesini (böyle bir iddiası olmamasına) kontrol altına aldı. Tek kötü yanı bence pahalı olması. :(

İçerik: ?
Gözenek Kapatma: 9/10
Kapatıclık: Yok, sadece hafif renk eşitliyor
Koku:8/10
Hassas Cilde Uygunluk: 10/10
Yağlı Cilde Uygunluk: 10/10
Fiyat: 3/10 -- 22 mL 135 tl
Fiyat/performans: 7/10
Bulunabilirlik: 7/10 -- Sephoraların hepsinde bulunuyor.
Tavsiye Eder Miyim: Evet
Kullanım önerileri: az miktarda ürünü pıtpıt şeklinde gözenekli bölgeye dilerseniz tek başına dilerseniz fondötenin altına (veya üstüne) sürebilirsiniz.

Beni aynı zamanda instagramdan da takip ederseniz çok sevinirim. -> nealsamweb

Ben Kimim?

Merhaba,
Ben Elif. Bu sayfayı hem eğlenmek hem de deneyimlerimi paylaşmak için açıyorum. Çünkü çok ürün denediğimi fark ettim, en azından yeni ürün almak için bahanem olsun istiyorum🙂 Aynı zamanda internette çoğu kişi bu işe kar amaçlı girdiği için gerçekten güvenmek çok zor. Ben asla beğenmediğim bir ürünün reklamını yapmayacağıma şimdiden söz veriyorum (sanki bu site tuttu da reklam alıyorum).
Kendimden biraz bahsetmem gerekirse şuan tıp birinci sınıftayım. Cilt olarak bence dünyanın en garip cilt yapısına sahibim. Kısa olarak karma. Ancak iş bununla bitmiyor. Cildim aşırı derece hassas. Burnum ve çevresi aşırı yağlı ve gözenekli. Burnum ve çenem siyah noktalarla dolu. Buna karşı yanaklarım ve alnım oldukça kuru. Yağlı veya kuru olsun tüm yüzüm sivilceye çok meyilli. İki cips, bir çekirdek hoopp alsana kocaman bir sivilce! En büyük derdim ne kadar temizlersem yine içi dolan, geniş nefret ettiğim gözeneklerim. İşte bunlara bir çözüm bulursam sizlerle paylaşacağım.
Sitedeki yazılarımda başta detaylı bir açıklama, sonda da özetleyici bir puanlama yapacağım. Böylece çok vakti olmayan okurlarım hızlıca bilgi edinebilecekler.
Şimdiden iyi okumalar :)

BIODERMA SENSİBİO H2O İnceleme

İlk yazıma yaklaşık altı yıldır kullandığım bir ürünle başlamak istedim. Vaktiniz azsa hemen aşağı kaydırıp, kısa değerlendirmeme de bakabilirsiniz  :)

Bu son kullandığım paketi geçen sene eczaneden almıştım. Neredeyse tüm eczanelerde ve neredeyse her zaman bir alana bir bedava kampanyasıyla bulmak mümkün ( 6 yıldır ne zaman eczaneye gitsem bu şekilde). Ben bu kampanyayla ikisini 80 liraya almıştım. Böylece bir tanesi 40 liraya geliyor ve bu bence çok uygun olmasa da uygun bir fiyat. Çünkü ürün oldukça bereketli. Eğer her gün deli gibi makyaj yapmıyorsanız bir şişesi rahatlıkla bir yıl hatta belki bir buçuk yıl yetiyor. Ben her gün makyaj yaptığım ve sabah akşam bunu kullandığım bir dönemde sanırım bir şişeyi 6 ayda bitirmiştim. Merak etmeyin,çok daha erken bitirmeniz için bu ürünü su niyetine içmeniz gerekebilir.

Ürün plastik şişede ve 500 ml. Hassas bir cilde sahibim ve bende yakma hissi oluşturmadı. Benden çok daha hassas bir cilde sahip olan annemde de durum aynıydı. Ürünün iddiası da zaten bu yönde: “Hassas ciltler için durulama gerektirmeyen temizleyici, makyaj çıkarıcı ve yatıştırmaya yardımcı misel solüsyon.” Durulama gerektirmemesi yazıda kalmamış. Gerçekten de sürdükten sonra yıkama hissi uyandırmıyor. Zaten yapısı da suya çok benzer, sadece biraz daha kayganlık hissi var.

Kokusuna gelirsek, bu bir eksi olabilir. Çünkü aman açayım da koklayayım bir kokusu yok. Hiç kokusu da yok değil, garip, hoş olmayan ama rahatlıkla katlanılabilecek bir kokusu var bence. Belki yıllardır kullandığım için bu koku bana temizliği hatırlattığından çok da kötüleyemeyeceğim kokusunu. Hoş olsa iyi ama parfüm olmasından iyidir deyip geçiyorum.
İçerik olarak da şuan çok anlamasam da (tıp 2 veya 3. sınıftan sonra anlayıp editlemeyi umuyorum), eczanede satıldığı, fiyatının normal düzeyde olduğu ve Bioderma gibi bir marka olduğu için ben biraz güveniyorum. Çünkü hiç bir temizleyici ürünün tamamen masum olduğunu düşünmüyorum ve olmasını da beklememeliyiz, çünkü bunlarla temizlemek istediğimiz makyaj ürünleri de zaten hiç masum değil. O yüzden ben minimum zararlı ürünler aramayı daha doğru buluyorum. Tamamen doğal ürün bulursam da öpüp başıma koyarım herhalde. Neyse, bu ürüne geri dönersek, internette yaptığım araştırmalar sonucunda da anladığım kadarıyla içeriği oldukça temiz. İşte burada diğer misel/micellar sulardan ayrılıyor. Örneğin Garnier’inki (onu da aldım, deniyorum, onunla iligli yazıyı da ekleyeceğim) bu kadar temiz bir içeriğe sahip değil.

Sensibio’nun içinde olan maddeler: Su, PEG-6 Capric Glyserides (yağ bazlı nemlendirici, çözücü), Fructooligosaccharides (nemlendirici, bağlayıcı), Mannitol(nemlendirici, bağlayıcı), Xylitol (nemlendirci), Cucumis Sativus Fruit Extract ( bildiğimiz salatalık özü), Propylene Glycol (kurumayı önlüyor), Cetromonium Bromide (antibakteriyel türevi), Disodium EDTA ( koruyucu, zararsız)

En sevdiğim bir özelliği ise gözleri de çok yakmaması. Tabi ki makyaj malzemesi artığıyla karışınca gözünüze kaçarsa yakabilir, bu da makyaj malzemesinin suçu. Ama hiç yakmıyor da denilemez sonuçta saf su değil. Yine de bence sudan sonra en az yakan şey bu.

En önemli konu işlevine gelirsek, bence günlük makyajı çıkarmakta gayet başarılı, özellikle cilt makyajını çıkarmakta favorim. Ancak kalıcı kalem ve özellikle rimelde çok iyi olduğu söylenemez. Zaten waterproof olanları çıkarma iddiası yok. Ancak waterproof  olmayan ama kalıcılığı iyi olan örneğin Maybelline Lash Sensational Mascara’yı zor çıkarıyor. Bunlar için çift fazlı ürünler daha iyi ancak onlar da göz yakıyor. O yüzden uğraştırsa da çoğunlukla bununla çıkarmayı tercih ediyorum.

Sonuç olarak hafif sürülmüş bir rimeli çıkarmak, far, kalem, eyeliner, fondöten gibi ürünleri çıkarmak veya sadece yoğun bir günün ardından hassas cildinizden dışarının kirini temizlemek için kullanacak güzel bir ürün. Kokusu belki hastaneyi de andırdığından bendeki steril his hoşuma gidiyor. Bir pamuk ve Sensibo temizlik için olmazsa olmazım. Denemenizi tavsiye ederim, 6 yıldır zararını görmedim.

NOT: Ürünün küçük 100 ml'lik, çanta taşımalık bir boyu da var. Fiyatını henüz bilmiyorum ancak bu şekilde gözüküyor.




Makyaj temizleme: 7/10
İçerik: 9,5/10 (benim için yapay hiç bir ürün 10 olmayacak bu konuda)
Koku: 4/10
Hassas Cilde Uygunluk: 10/10
Fiyat: 6/10
Fiyat/Performans: 8/10
Bulunabilirlik: Hemen hemen her Eczanede.
Adet fiyatı:  80 tl (sürekli olan  bir alana biri bedava kampayasından dolayı tanesi 40 tl)

Tavsiye Eder Miyim: Ağır Makyaj Çıkarmak dışında Evet

Beni aynı zamanda instagramdan da takip ederseniz çok sevinirim. -> nealsamweb